Coğrafya Ebola Virüsüne Nasıl Etki Eder?

Ebola haritası

Belki de şimdiye kadar görülmüş en hızlı yayılan hastalık yapıcı virüslerden biri de Ebola virüsüdür.  Zaman zaman gündeme geldiği halde belli aralıklarla popülaritesini yitiren bu virüs insanlığa karşı olan savaşında henüz pes etmiş değildir. Yakaladığı hastalarda ateşe, mide bulantısına ve yoğun ağrıya neden olan bu virüs ölümcül özelliğiyle halen büyük bir tehdit. Bu virüse yakalanan hastaların yüzde 80 kadarı hayatı kaybediyor. Coğrafi olarak Ebola virüsünün kaynağını ve yayılışını izlemek coğrafya açısından önemlidir.

Ebola normalde bir insan hastalığı değil. Öncelikle hayvanlarda görülmektedir. Afrika ormanlarındaki canlılarda yüzyıllar boyunca yaşamış olan bu virüs böceklerden kemirgenlere, oradan da yarasalara ve insanlara geçmiştir. Dünya sağlık örgütünün raporuna göre meyve yarasaları Ebola’nın doğal taşıcılarıdır. Zaten bu virüs insana geçmeden önce yarasalarda yüzyıllar boyunca değişikliğe uğramıştır. Meyve yiyen bu yarasaların yediğinden yiyen insanlar da doğal olarak Ebola virüsü kapmaktadırlar. Ebola’nın kaynağı coğrafi olarak Afrika’dır. Onun da ötesinde Kongo Cumhuriyetinde ortaya çıkmıştır. İlk görülen insan burada yaşamıştır. Belçikalı doktor Peter Piot bu hastalığın keşfedilmesinde anahtar isim olmuştur.

Ebolanın coğrafi olarak Afrikadan çıktığını söyledik. Afrika kıtası diğer kıtalara nazaran hem ekonomik hem de kültürel olarak geri kalmıştır. Bu geri kalmışlık yaşamın her alanına etki etmektedir. Burada insan ömrü kısa ve hastalıklar boldur. Ayrıca hastalıklar çok hızlı yayılmakta ve bu hastalıkların önü kesilememektedir. Tıpkı Ebolo gibi AIDS de Afrika’da yaygın bir rahatsızlıktır.

Afrika’da geri kalmışlıktan dolayı birçok yanlış gelenek de hakimiyetini sürdürmektedir. Bu geleneklerden bir tanesi Ebola yaygınlaşmasında etkin rol oynamaktadır. Ebola taşıyan biri öldüğü zaman vücut sıvıları ile birlikte 3 gün cesedi korunmaktadır. Bu yüzden virüs diğer insanlara kolayca geçebilmektedir. Afrika’dan çıktıktan sonra ise bu virüs çeşitli ülkelere rahatlıkla aktarılabilir.

2014 yılında Türkiye dahil olmak üzere birçok yerde bu virüs için alarma geçildi. Öyle ki, hızlı bir yayılım sürecine girdiği taktirde bilim kurgu filmlerinde anlatıldığı gibi insanlığı tehdit edebilecek bir forma sahip olabilirdi. Ebola taşıyanların çeşitli ülkelere alınmaması gibi önlemlerle virüsün yayılması kısmen yavaşlatıldı. Ancak günden düşen bu virüsün hala bir tehdit unsuru olduğu da orta. Coğrafya açısından bilgi sahibi olmak bu virüsle savaşmak için de ayrıca önemli. Kaynağını bilmediğimiz bir hastalığı kurutmamız da zor çünkü.

Yorum YAZIN

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

18 − 8 =